657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası hükmü uyarınca ve Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına ilişkin Esaslara tabi olarak çalışan sözleşmeli personellerin sözleşmeleri çeşitli nedenlerle askıya alınabilmektedir. Bunlardan en çok karşılaşılan durum bir idari soruşturma uyarınca yapılandır. Sözleşmeli personele sözleşesinin askıda olduğu bu süreçte kurumu tarafından hiçbir maaş ödemesi yapılmamaktadır. Bu durum ise hem mağduriyet oluşturmakta ve hem de hukuka aykırılık oluşturmaktadır.
657 sayılı Kanunun 137. ve devamı maddelerinde görevden uzaklaştırma usulü belirtilmiş olup, sözleşmeli personelin sözleşmesinin askıya alınması usulü ise mevzuatımızda bulunmamaktadır.
Ne var ki, 657 sayılı Kanun 137. ve devamı maddeleri uyarınca bir anlamda görevden uzaklaştırılmakta işlemi uygulanmakta iken aynı Kanunun 141. Maddesi gözetilmeyerek maaş ödemesi yapılmaması açıkça hukuka aykırıdır.
Nitekim, bu konuda açmış olduğumuz iptal davasında davanın kabulü ile sözleşmenin askıda olduğu sürelerde 2/3 oranında maaş ve özlük hakların ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir:
T.C.
ZONGULDAK
İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/...
KARAR NO: 2023/...
DAVACI : ...
VEKİLİ : AV. FEYZULLAH ALTAŞ - (E-Tebligat Adresi)
DAVALI : ADALET BAKANLIĞI
VEKİLİ : ...
DAVANIN ÖZETİ : Davacı tarafından; ...Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli zabıt katibi olarak görev yapmakta iken, hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle sözleşmesinin askıya alındığı 21.10.2021 tarihinden itibaren sözleşmesinin askıda geçtiği döneme ilişkin maaşlarının 2/3'sinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle yapılan 05.07.2022 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin; hukuka aykırı olduğu, sözleşmesinin toplam 7 ay boyunca askıda kaldığı, bu süreç içerisinde tarafına herhangi bir maaş ödemesinin yapılmadığı, sonunda sözleşmesini noter ihtarnamesi ile 18.05.2022 tarihi itibariyle kendisinin feshettiği, sözleşmeli personelin sözleşmesinin askıya alınması usulünün mevzuatta bulunmadığı, askıya alma işleminin 657 sayılı Kanun uyarınca tesis edildiği, bu süreçte parasal hak yönünden de aynı Kanun kapsamında davranılarak maaşının 2/3'sinin ödenmesi gerektiği, aksi durumun hakkaniyetli olmadığı ileri sürülerek iptaline ve sözleşmesinin askıda olduğu süreçteki maaşlarının 2/3'sinin işleyecek yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Sözleşmeli personelin, memurlardan farklı olarak, yıllık sözleşme ile istihdam edilen kamu hizmeti görevlisi olarak kabul edildiğinden, memuriyet statüsünden farklı bir statü olarak oluşturulduğu, bazı olaylar nedeniyle davacının birden çok idari ve adli soruşturmasının bulunması nedeniyle 657 sayılı Kanun'un 137, 138 ve 145 sayılı maddeleri gereğince görevden uzaklaştırma tedbiri kapsamında sözleşmesinin 3 ay süreyle askıya alındığı, aynı işlemin 2'şer ay olmak üzere 2 kez daha tekrarlandığı, edimini ifa edemeyen sözleşmeli personele herhangi bir ödeme yapılamayacağı, buna ilişkin bir yasal düzenlemenin mevcut olmadığı, bu şekilde çalışan personele yapılacak ödemenin fiilen çalışmasının karşılığı olduğu, dolayısıyla işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi yönünde karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Zonguldak İdare Mahkemesi Hakimliği'nce, dava dosyası incelenerek işin gereği düşünüldü:
Dava, davacı tarafından; ... Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli zabıt katibi olarak görev yapmakta iken, hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle sözleşmesinin askıya alındığı 21.10.2021 tarihinden itibaren sözleşmesinin askıda geçtiği döneme ilişkin maaşlarının 2/3'sinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle yapılan 05.07.2022 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptaline ve sözleşmesinin askıda olduğu süreçteki maaşlarının 2/3'sinin işleyecek yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 128. maddesinde, Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği ve bunların nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği öngörülmüştür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 1. maddesinde; bu Kanun'un, Genel ve Katma Bütçeli Kurumlar, İl Özel İdareleri, Belediyeler, İl Özel İdareleri ve Belediyelerin kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, kanunlarla kurulan fonlarda, kefalet sandıklarında veya Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüklerinde çalışan memurlar hakkında uygulanacağı, sözleşmeli ve geçici personel hakkında ise bu Kanunda belirtilen özel hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş; 4. maddesinde, kamu hizmetlerinin; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği hükme bağlanmış, aynı maddenin (B) bendinde de sözleşmeli personelin; kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde kurumun teklifi ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileri olduğu, sözleşmeli personel seçiminde uygulanacak sınav ile istisnaları, bunlara ödenebilecek ücretlerin üst sınırları ile verilecek iş sonu tazminatı miktarı, kullandırılacak izinler, pozisyon unvan ve nitelikleri, sözleşme fesih halleri, pozisyonların iptali, istihdamına dair hususlar ile sözleşme esas ve usullerinin Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirleneceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun'un "Görevden uzaklaştırılan veya görevinden uzak kalan memurların hak ve yükümlülüğü" başlıklı 141. maddesinde ise, "Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler. 143 üncü maddede sayılan durumların gerçekleşmesi halinde, bunların aylıklarının kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir." kuralına yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; ... Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli zabıt katibi olarak görev yapmakta olan davacının, hakkında birden çok idari ve adli soruşturma bulunması nedeniyle 657 sayılı Kanun'un 137, 138 ve 145 sayılı maddeleri gereğince görevden uzaklaştırma tedbiri kapsamında sözleşmesinin 3 ay süreyle askıya alındığı, aynı işlemin 2'şer ay olmak üzere 2 kez daha tekrarlandığı, daha sonra davacının sözleşmesini noter ihtarnamesi ile 18.05.2022 tarihi itibariyle kendisinin feshettiği, sözleşmesinin ilk olarak askıya alındığı 21.10.2021 tarihinden itibaren sözleşmesinin askıda geçtiği döneme ilişkin maaşlarının 2/3'sinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle yapılan 05.07.2022 tarihli başvurunun zımnen reddi üzerine, bu işlemin iptaline ve sözleşmesinin askıda olduğu süreçteki maaşlarının 2/3'sinin işleyecek yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun yukarıda belirtilen maddeleriyle sözleşmeli personel, memurlardan farklı olarak, yıllık sözleşme ile istihdam edilen kamu hizmeti görevlisi olarak kabul edilerek, memuriyet statüsünden farklı bir statü olarak oluşturulmuştur.
Buna göre, sözleşmeli personel statüsü her ne kadar 657 sayılı Kanun'da belirtilen istihdam şekillerinden birisi olsa da, bu statüde istihdam edilen personelin özlük ve sosyal hakları yine aynı Kanun'un 4/B maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca çıkartılan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'da belirlenmiştir. Bir başka ifadeyle, adı geçen Kanunun 4/B maddesi uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personelin özlük hakları yönünden memurlardan farklı düzenlemeler yapılması mümkün hale getirilmiş olup, memurlarla aynı işi yapsalar dahi 657 sayılı Kanun gereğince aynı hukuksal durumda olmamaları nedeniyle özlük haklarının farklı olarak belirlenmesi mümkün olan sözleşmeli personelin istihdam koşulları ile ilgili olarak, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar'da, 657 sayılı Kanun'un memurlar için öngördüğü koşullardan farklı düzenlemelere gidilmiş, söz konusu Esaslar'da, bu Esaslarda hüküm bulunmaması halinde 657 sayılı Kanun'un memurlar için öngördüğü düzenlemelerin uygulanacağı yolunda bir kurala da yer verilmemiştir.
Ancak, 657 sayılı Yasa'nın 4/B maddesi ile ilgili uyuşmazlıkların yargı mercilerince çözümünde, 657 sayılı Yasa'nın memurlarla ilgili hükümleri doğrudan uygulanamasa bile, bu hükümlerin referans olarak alınacak bir norm niteliği taşıdığı kuşkusuzdur.
Bu duruma göre, 657 sayılı Kanun'un 141. maddesi referans norm olarak dikkate alınmak suretiyle davacıya, sözleşmesinin askıda kaldığı süreye ilişkin sözleşme ücretlerinin ödenmesi gerekirken, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan; işbu yargı kararıyla birlikte dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu anlaşıldığından, Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında yer verilen "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." hükmü uyarınca, davacının sözleşmesinin askıda olduğu süreçteki maaşlarının 2/3'sinin, davalı idare tarafından hesap edilerek işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemin iptaline, parasal hak istemi yönünden davanın kabulüne, davacının sözleşmesinin askıda olduğu süreçteki maaşlarının 2/3'sinin hesaplanarak, hakediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan 236,40 TL yargılama gideri ile karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.500,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine, artan posta gider avansının talep edilmemesi halinde kararın kesinleşmemesi üzerine davacıya re'sen iadesine, kararın tebliğini izleyen tarihten itibaren 30 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere, 08/03/2023 tarihinde karar verildi.
Sözleşmeli Personele Sözleşmesinin Askıda Olduğu Sürelerde 2/3 Maaş Ödenmesi Gerektiği (Karar)
Comments