top of page

Aradığınız yazıyı bulamamanız veya hata alınması halinde arama kısmını kullanarak ulaşabilirsiniz.

Yazarın fotoğrafıAvukat Feyzullah Altaş

Meslekten Çıkarma Cezası Yürütmeyi Durdurma Kararı

Güncelleme tarihi: 3 Kas 2023

OHAL süreci sonrasında kamu personellerinin Bakan onayı ila ihraç yetkisinin sona ermesi sonrasında OHAL sebeplerine dayalı konularda meslekten ihraç işlemleri disiplin soruşturması ile meslekten çıkarma cezası şeklinde yapılmaya başlanmıştır.

Meslekten Çıkarma Cezası Yürütmeyi Durdurma Kararı

Meslekten çıkarma cezası her kurumun kendi disiplin mevzuatına göre uygulanmakta olup, idari yargıda yürütmeyi durdurma ve iptal davası açma hakkı mevcuttur. İşbu yazıda hakkındaki ceza davasında beraat kararı verilen davacı hakkında somut hiçbir neden olmaksızın verilen meslekten çıkarma cezasının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kararı paylaşmaktayız. İşbu davaların tümü kendine özgü olduğundan emsal olarak kullanılmasının bir faydası olmayacağını belirtmekle, KVKK hükümleri uyarınca da karar künye ve özel bilgileri gizlenmiştir.


T.C.

ANKARA

.. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/...

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI

İSTEYEN (DAVACI) : ...

VEKİLİ : Av. Feyzullah Altaş - (E-Tebligat)


KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1-İçişleri Bakanlığı - (E-Tebligat)

2-Jandarma Genel Komutanlığı - (E-Tebligat)


İSTEMİN ÖZETİ : Davacı tarafından, Ankara ... Komutanlığı emrinde astsubay rütbesinde görev yapmakta iken hakkında yürütülen disiplin soruşturması neticesinde 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 9/1-a maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun ...tarih ve Karar No:2022/..., Dosya No:2022/... sayılı kararının; somut hiçbir sebep veya gerekçenin bulunmadığı, hakkında yürütülen ceza yargılaması sonucunda beraat ettiği, disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı, haksız ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali ve yürütmesinin durdurulması ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının faiziyle birlikte ödenmesi istenilmektedir.


İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

SAVUNMASININ ÖZETİ : Örgütün mahrem hizmetler sınıfına tabi olan ve halen kendini gizleyebilmiş kripto üyelerinin tespiti açısından büyük önem taşıyan sabit hatlardan irtibat delili konusunda davacı hakkında tekil ve ardışık aranma kayıtlarının tespit edildiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle davacının ilişkisi bulunduğu yönündeki değerlendirmenin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.


JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI

SAVUNMASININ ÖZETİ : Davacının ardışık arandığının tespit edildiği, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibat ve iltisak düzeyinde ilişkisinin olduğu, 7068 sayılı Kanun'un 9/1/(a) maddesinde tanımlanan disiplinsizliği gerçekleştirdiği, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.


TÜRK MİLLETİ ADINA


Karar veren Ankara ... İdare Mahkemesince, dava dosyası incelendikten sonra yürütmenin durdurulması istemi hakkında işin gereği görüşüldü:

Dava, davacı tarafından, Ankara ... Komutanlığı emrinde astsubay rütbesinde görev yapmakta iken hakkında yürütülen disiplin soruşturması neticesinde 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 9/1-a maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun ... tarih ve Karar No:2022/..., Dosya No:2022/... sayılı kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin ikinci fıkrasında; "Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir." kuralına yer verilmiştir.

7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un "Devlet memurluğundan çıkarma" başlıklı 9. maddesinde; "(1) Devlet memurluğundan çıkarma cezası uygulanacak fiiller ve bu cezayı verme yetkisi ile ilgili olarak 657 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Ayrıca, aşağıdaki filleri işleyen personel de Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılır;

a) Ülkenin bağımsızlığını zedelemeye, bütünlüğünü bozmaya ve milli güvenliği tehlikeye düşürmeye yönelik herhangi bir faaliyette bulunmak veya aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, vakıf, dernek ve benzeri teşekküle katılmak, bunlara yardım etmek veya bu yapılarla ilişki içerisinde bulunmak.

b) İşkence yapmak." hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, Ankara ... Komutanlığı emrinde görev yapan davacı hakkındaki "FETÖ/PDY Terör Örgütüyle irtibat, iltisak ve ilişki içerisinde bulunduğu" iddialarına yönelik eylemleri üzerine hazırlanan disiplin soruşturma raporunda davacının eylemlerinin 7068 sayılı Kanun'un 9/1-(a) maddesinde tanımlanan disiplinsizliği oluşturduğu değerlendirilerek "Devlet Memurluğundan Çıkarma" cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, sevk edildiği İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun ... tarihli ve 2022/... sayılı kararı ile davacının eylemlerinin 7068 sayılı Kanun'un 9/1-(a) maddesinde tanımlanan disiplinsizliğe karşılık geldiği belirtilerek davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün askeri mahrem yapılanmasında, örgütün mahrem sorumlularının sevk ve idaresi altındaki askeri personel ile deşifre olmayı engellemek maksadı ile irtibat kurma yollarından birisinin de; "Kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, iddia bayii ve lokanta gibi işletmelerde bulunan ve ücret karşılığı kullanılan sabit (kontörlü/voip) hatlar ile Türk Telekom'a ait ankesörlü telefon hatlar" olduğu tespit edilmiştir. FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün "sohbet" olarak adlandırdığı örgütsel toplantıları devam ettirmek için elzem olan askeri personel ile irtibatlarında gizliliğe çok önem verdiği; FETÖ kapsamında yürütülen soruşturmalardaki şüphelilerin hatları ile kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta ve benzeri gibi sair işletmelerde kurulu bulunan ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatların HTS kayıtlarının incelenmesinde, ardışık arama (yakın zaman diliminde birbirini takip eden peşi sıra), periyodik arama (farklı tarih ve zaman diliminde belirli gün aralığı dahilinde) ve tek arama şeklinde iletişimin gerçekleştirildiği ve irtibat sağlandığı saptanmıştır.

FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün TSK içerisindeki mahrem yapılanmasında faaliyet yürüten ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan bazı şüpheli asker kişilerin vermiş olduğu ifadelerinde ankesör-sabit hat (büfe-market vb.) aramaları konusunda, özetle; TSK içindeki bir kişinin örgüt adına aranacaksa kontörlü telefonu bulunan büfe, market ve kuruyemişçilerden arandığını, bunun bir tedbir olduğunu beyan etmişlerdir.

Yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine sızmış mensuplarının bir kısmı ile özellikle geçmiş yıllarda kullandıkları bir sistem olan büfe, market ve benzeri yerlerdeki ücretli telefonlar veya kontörlü telefonlar ile haberleşmek suretiyle örgütsel iletişimin kurulduğu, arama işleminin genellikle tek taraflı ve kısa süreli olduğu, sadece sorumlu şahısların arama işlemini yaptığı (askeri şahıs tarafından karşı arama yapılmadığı, askeri personelin de çok sık olmamakla birlikte mahrem sorumlusuna ulaşmak istedikleri durumlarda aradığı), sorumlu şahıs tarafından aranan askeri personelin büyük kısmının rütbe, makam ve sınıf olarak genelde denk oldukları, genel olarak her sivil yöneticinin sorumluluğunda birden fazla hücre bulunduğu ve hücrelerin 2-3 asker şahıstan (askeri öğrenci ve/veya muvazzaf personel) oluştuğu, bu asker şahısların da aynı kuvvete mensup olup aynı rütbede bulundukları (istisnai olarak farklı rütbe ve/veya kuvvetlere mensup asker şahıslardan bir hücre oluşabildiği, örneğin; sivil sorumlunun astsubaylardan oluşan grubunun yanında astsubaylıktan subaylığa geçen askeri personelle de ilgilenebileceği) tespit edilmiş, tek ankesör ya da sabit hattan (market-büfe-bakkal vb.) farklı asker şahısların aranması, arka arkaya arama (ardışık arama) şeklinde olması durumu da aramanın örgütsel olduğu kanısını güçlendirmiştir.

Uyuşmazlıkta, dava konusu işlem dosyası ile Mahkememizin ara kararları üzerine dava dosyasına gönderilen bilgi ve belgelere göre davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin sebeplerinin, davacı hakkındaki ankesörlü ardışık arama kayıtları ve davacı hakkında yürütülen adli soruşturmadaki bilgiler olduğu görülmektedir.

Bununla birlikte, UYAP üzerinden yapılan incelemede davacı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen adli soruşturmada FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Ankara ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin E:2020/... esasına kayden dava açıldığı, söz konusu davada 10/11/2020 tarihli ve E:2020/..., K:2020/... sayılı karar ile CMK'nın 223/2-(e) maddesi uyarınca davacının beraatine karar verildiği, anılan kararın gerekçesinde; "...Dosyadaki deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde;

Sanığın savunmalarında; hakkındaki ankesör aramalarının olduğu 2012-2013 döneminde Ankara ... komutanlığında astsubay öğrencilerin takım komutanı olarak görev yaptığını, jandarma öğrencilerinin bulundukları ilde olduklarını tespit etmek amacı ile kendisini sabit hatlardan aradıklarını beyan ettiği, sanık beyanlarını doğrular yönde tanıklar ... ve ...'un böyle bir uygulamanın olduğu, öğrencilerin komutanlarını, olmaları gereken ilde olduklarını ispat amacıyla sabit hatlardan aradıkları yönünde beyanlarda bulundukları, sanık hakkındaki aramaların da yukarı gerekçesini izah ettiğimiz şekilde Yargıtay'ın belirlemiş olduğu kriterle uyuşmadığının tespit edildiği, söz konusu değerlendirmeler neticesinde sanık hakkındaki aramaların, Fetö/pdy silahlı terör ögütü mahrem imamları tarafından yapılan örgütsel aramalar olduğunun, her türlü şüpheden uzak, kesin ve açık bir şekilde ispat edilemediği,

Ayrıca sanık hakkında yapılan araştırmalarda bylock kaydı bulunmaması, örgütle irtibatlı BANKASYA da örgüt liderinin talimatı ile mevduat artıranlar arasında isminin olmaması, örgütün TEPE YÖNETİCİLERİ ile irtibatının tespit edilememesi, örgütle iltisaklı şirketlerle SGK kaydı olmaması ile dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde, mevcut deliller ışığında sanığın mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak yeterli, kesin ve açık delil elde edilememesi karşısında şüphe aşamasında kalan silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca sanığın atılı suçtan BERAATİNE karar vermek gerekmiş..." hususlarına yer verildiği görülmektedir.

Bu durumda, dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler ile UYAP kayıtlarının birlikte değerlendirilmesinden, davacının ByLock kullanıcısı olduğunun tespit olunamadığı, Bank Asya nezdinde açılan hesabında 2004 ve 2005 yılında yapılan işlemler dışında bir işlemin bulunmadığı, FETÖ/PDY irtibat ve iltisaklı kurum-kuruluşlarda herhangi bir çalışma veya özel öğretim kurumlarına kaydının ve söz konusu kuruluşlara finansman aktardığına ilişkin bir bilgi ve belgeye ulaşılamadığı, yine FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı bir vakıf veya derneğe üyeliğinin tespit olunamadığı, netice itibariyle, davacı hakkında, terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulu'nca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirmesine yol açacak hiç bir tespitin bulunmadığı gibi davacının kamu görevinden çıkarılmasına sebep olarak gösterilen ardışık aramadan dolayı yürütülen kovuşturma sonucunda Ankara .... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 10/11/2020 tarihli ve E:2020/.., K:2020/... sayılı kararı ile beraatine karar verildiği, dolayısıyla ankesörlü aramaların da örgütsel olmadığı dikkate alındığında, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisak kavramları kapsamında kalan bir bağının ve 7068 sayılı Kanun'un 9/1-(a) maddesi kapsamında olan bir eyleminin bulunmadığı anlaşıldığından, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Diğer taraftan, dava konusu işlemin uygulanması halinde davacının çalışma hakkı zedeleneceğinden telafisi güç ve imkansız zararların doğabileceğinin de kabulü gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasına, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 7 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere, 08/09/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye


Söz konusu karar Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından 18/10/2023 tarihinde onanarak kesinleşmiştir.


Comments


bottom of page