İdari davaların pek çoğunda yürütmeyi durdurma talep edilmekte ise de yürütmeyi durdura talebinin mahiyeti ve karar alınmasın anlamında her davada istenip istenemeyeceğini kısaca açıklayacağız.
Öncelikle idari dava türlerinin ikiye ayrıldığını ve iptal ve tam yargı davası şeklinde olduğunu daha önceki yazılarımızda açıklamıştık. (Bknz.İdari Davalar ve Dava Açma Süresi) Buna göre öncelikle tam yargı davalarında yürütmeyi durdurma talebinin çok uygulanmadığını; zira tam yargı davalarının parasal konulara ilişkin olması ve telafisi çok güç ve imkansız zararlar şartını tam olarak karşılamadığını belirtelim.
Yürütmeyi durdurma kararı için gerekli iki şart vardır: hukuka açık aykırılık ve telafisi güç ve imkansız zararlar.
Bu iki şart birlikte gerçekleşmediği sürece yürütmeyi durdurma kararı verilmez. Nitekim, mahkemeler de bu şartlara göre değerlendirme yapmakta ve bazı kararlarda hukuka açıkça aykırılık, bazı kararlarda ise telafisi güç zararlar olmaması gerekçeleriyle talepleri reddetmektedirler.
Yürütmeyi Durdurma talebi her davada istenebilir, herhangi bir engel yoktur. Yalnızca yürütmeyi durdurma taleplerinde ayrıca bir harç ve posta masrafı alınmaktadır. Ancak bazen gereksiz yere talep edildiğinde davanın tekemmül etmesi yani karar aşamasına gelmesi uzayabilmektedir. Bu anlamda gerekli şartlar konusunda bir kanıya varılmadan yürütmeyi durdurma istenmesi boşa masraf olacaktır.
Peki genel hatlarıyla hangi davalarda yürütmeyi durdurma talep edilmelidir?
Bu soruya yukarıda belirtilen iki şart üzerinden cevaplandırmak gerekir.
Öncelikle açık hukuka aykırılık kavramı kısaca tek bakışta görülebilen yani yargılama gerektirmeyecek basitlikteki hukuka aykırılıklar diyebiliriz. Ancak bazen idarenin savunma süresi kısaltılarak veya bir kısım belgelerin hızlıca dosyaya girmesi sağlanarak da karar verilebilmektedir.
Telafisi güç ve imkansız zararlar ise örnek vermek gerekirse bir binanın yıkım kararına karşı açılan iptal davasında yürütmeyi durdurma talep etmek bir zorunluluktur. Zira, dava sürecinde idarenin binayı yıkması halinde geri dönüşü olmayan bir durum oluşmaktadır. Yine süreye bağlı işlemlerde de aynı şekilde, örneğin bir hafta sonra işlemin iptalinin bir anlamı olamayacak davalarda da yürütmeyi durdurma talep edilmelidir. Aciliyet kavramının makul seviyede açıklanabilir olması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar koşulu sağlanabilmektedir.
Bazı yürütmeyi durdurma ret kararlarının gerekçelerinde mevcut şartlar oluşmadığından şeklinde genel bir ifadeye yer verilebildiği gibi bazılarında ise iki şarttan hangisini karşılamadığı yer alabilmektedir. Bu anlamda yürütmeyi durdurma talebinin reddine karar verilmesi davanın reddi anlamına gelmez. Uygulamada pek çok örneği mevcuttur.
Yürütmeyi durdurma talepleri idare mahkemesine davanın her aşamasında da yapılabilir. Yani dava açarken talep edilmesi gibi bir zorunluluk yoktur. Nitekim, bazı davalarda aciliyet gerektiren durumlar sonradan ortaya çıkabilmektedir. Yine istinaf ve temyiz aşamalarında da istenmesi mümkündür.
Her İdari Davada Yürütmeyi Durdurma İstenir Mi?
Comments