Son dönemlerde özellikle ihraç olan veya görevden uzaklaştırıldıktan sonra göreve iade edilen polis memurlarına parasal ve özlük hakları ödenirken, fazla çalışma ücretinin ödenmediği ve idareye yapılan başvuruların da reddedildiği görülmektedir. Bahsi geçen fazla çalışma ücretine ilişkin mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde, bu ödemenin çalışılmaya bağlı olmaksızın ve tüm personele çalışma süresine de bakılmaksızın sabit bir şekilde ödendiği görüldüğünden, idarelerin göreve dönen polis memurların açıkta olduğu döneme ilişkin fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesine ilişkin işlemler hukuka aykırı olmaktadır. Şöyle ki;
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununda; Emniyet Hizmetleri Sınıfı kapsamında görev yapanlara çalıştıkları yer, yaptıkları görev veya unvanları esas alınarak değişen oranlarda fazla çalışma ücreti ödenmesine hükmetmiş ve bu ödemenin yapılmasını fazla çalışma yapma şartına bağlı tutmamıştır:
"Ek Madde 21- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda belirtilen en yüksek Devlet Memuru aylığının (ek gösterge dahil);
a) Emniyet Hizmetleri Sınıfına dahil kadrolarda bulunanlardan;
1. Özel harekat ve istihbarat birimlerinde görev yapanlara; % 35,
2. Siyasi hizmet, çevik kuvvet birimleri ile köprü ve hassas bölgeleri koruma görevlerinde fiilen çalışanlarla, panzer sürücüsü ve operatörü olarak görev yapanlara % 31,
3. Diğer birimlerinde görevli olanlara % 27,
b) Emniyet hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda bulunan çarşı ve mahalle bekçilerine % 13, (1) tutarını geçmemek üzere İçişleri Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslara göre fazla çalışma ücreti ödenir. Ayrıca, İçişleri Bakanı, büyük ölçekli yolsuzluk, terör ve benzeri faaliyetlere karşı ülke çapında gerçekleştirilen operasyonlara katılanlar ile bunlara idari, teknik, lojistik ve sair destek hizmetleri sağlayan personele hizalarında gösterilen oranların en çok yarısına kadar ilave ödeme yapmaya, bu ödemeyi; görev yeri ve süresi, görevin zorluk ve risk derecesi, görevlinin kıdemi ve sorumluluğu ile benzeri unsurları dikkate alarak farklı miktar veya oranlarda belirlemeye, buna ilişkin diğer usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir. Bu ücretten damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesinti yapılmaz"
Söz konusu mevzuat hükmüne göre bahsi geçen fazla çalışma ücreti herhangi bir şekilde mesai yapmaya bağlanmaksızın bir anlamda görev tazminatı biçiminde düzenlenmiştir. Buna göre, polis memuru o ay herhangi bir sebepler normal mesai saatinden az çalışsa dahi bu ücret ödenmektedir. Nitekim, bu durum emniyet teşkilatı personelinde de haksızlık oluşturduğu iddiasıyla bazen tartışmalara da sebep olabilmektedir. Bu nedenle bahsi geçen ücretin hiçbir şekilde mesai saatine bakılmaksızın bir tazminat niteliğinde olduğunda tereddüt yoktur.
Aynı şekilde, Danıştay 11. Dairesi tarafından verilen 23.06.2009 tarihli ve E:2006/6559, K:2009/6677 sayılı Kararda bu husus vurgulanmıştır; “… 3201 sayılı kanunun Ek-21. maddesi uyarınca ödenen fazla çalışma ücretinin mesai dışında yapılan fazla çalışma karşılığı olarak değil, görevin niteliği, yapılan işin zorluğu ve önemi doğrultusunda emniyet hizmeti sınıfı kadrolarında bulunanlardan görev yapılan birime göre salt bu görevi yerine getirmeleri nedeniyle her ay sabit olarak yapılan bir ödeme olduğu ve 657 sayılı DMK 178. maddesinde düzenlenen ve günlük çalışma saatleri dışında yapılan çalışmaların karşılığı … ödenen … fazla çalışma ücretinden nitelik olarak farklı olduğu anlaşılmaktadır.”
Kamu Denetçiliği Kurumu da aynı şekilde, emniyet mensuplarının fazla mesai yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın 3201 sayılı Kanunun Ek 21 inci maddesi kapsamında ödenen fazla mesai ücretinin mesai dışında yapılan fazla çalışma karşılığı olarak değil, görevin niteliği, yapılan işin zorluğu ve önemi doğrultusunda emniyet hizmeti sınıfı kadrolarında bulunanlardan görev yapılan birime göre salt bu görevi yerine getirmeleri nedeniyle her ay sabit olarak yapılan tazminat niteliğinde bir ödeme olduğu yönündeki Danıştay 11.Dairesinin kararı doğrultusunda görev tazminatı niteliğindeki bu ödemenin görevin taşıdığı risk unsurları, işin önem ve mahiyeti ile ölçülü ve orantılı bir ödemeye dönüştürülmesi konusunda ilgili makamlara tavsiyede bulunmuştur.
Anayasa'nın 125. maddesinin birinci fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu; yedinci fıkrasında da idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu hüküm altına alınmıştır.
Kamu görevinden çıkarılma (ihraç) veya görevden uzaklaştırma işlemleri de birer idari işlem olup, bu işlemlerden doğan tüm zararın ödenmesi gerektiği en üst norm olarak Anayasa'da yer almıştır. Bu anlamda, idarenin ilgili personel hiç açığa alınmamış/ihraç edilmemiş gibi hak ettiği parasal ve özlük hakları; yani fazla çalışma ücretlerini de kendisine ödemelidir. Aksi durumda idareye yapılan başvuruların reddine karşı süresi içerisinde idare mahkemesinde dava açılmalıdır.
Göreve İade Edilen Polis Memurlarının Fazla Çalışma Ücreti
Comments