Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 7075 sayılı Kanun 10/a maddesi uyarınca, kamu görevinden çıkarılan ve daha sonra yargı kararı doğrultusunda görevine iade edilen personelin önceki görev yeri yerine araştırma merkezine atanmasına ilişkin açmış olduğumuz davalarda hem AYM kararı öncesi hem de sonrası aşağıdaki gerekçelerle iptal kararları verilmiştir. AYM kararı sonrasında yasal dayanağı bulunmadığından araştırma merkezlerine atanma işlemleri sonlanmıştır.
T.C.
ADANA
1. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/...
KARAR NO: 2023/...
DAVACI : ...
VEKİLİ : AV. FEYZULLAH ALTAŞ -UETS[16914-19179-89537]
DAVALI : MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI
VEKİLİ : AV.
DAVANIN ÖZETİ : Albay rütbesi ile görev yapmakta iken 701 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılan ve mahkeme kararı uyarınca görevine iade edilen davacı tarafından, ... Araştırma Merkezine araştırmacı olarak atanmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığı'nın 30.08.2022 tarihli işleminin; hukuka aykırı olduğu, eski kadro ve pozisyonuna atanması gerektiği, idarenin takdir yetkisinin sınırsız olmadığı ileri sürülerek iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Davalı idare tarafından, ilgili mevzuat hükümleri uyarınca iade edilen herkesin eski kadro ve rütbesine atanmasının zorunlu olmadığı, bu kapsamda tekrar değerlendirmeler yapılarak uygun görülenlerin eski görevine atandığı, bu kapsamda davacının hakkında da değerlendirme yapılarak memur kadrosuna atanması uygun görüldüğü, gerçekleştirilen iş ve işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Adana 1. İdare Mahkemesi'nce, dava dosyası incelenerek işin esası hakkında gereği görüşüldü:
Dava, Albay rütbesi ile görev yapmakta iken 701 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılan ve mahkeme kararı uyarınca görevine iade edilen davacının, ... Araştırma Merkezine araştırmacı olarak atanmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığı'nın 30.08.2022 tarihli işleminin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un "Türk Silahlı Kuvvetleri ile genel kolluk kuvvetleri personeli ve Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer memurlarına ilişkin kararların uygulanması" başlıklı 10/A maddesinin 1. ve 2. fıkralarında; "(1) Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilmesi sebebiyle kamu görevinden, meslekten veya görevden çıkarılan ya da ilişiği kesilen subay, astsubay, uzman jandarmalar ile Emniyet Genel Müdürlüğünde emniyet hizmetleri sınıfına tabi olanlar ve Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer memurlarından; haklarında mahkemeler tarafından göreve iade mahiyetinde karar verilenler ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından başvurunun kabulü kararı verilenlerden, eski kadro, rütbe veya unvanına atanması ilgili bakan onayı ile uygun görülmeyenler ilgisine göre Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı bünyelerinde kurulan araştırma merkezlerinde bu madde esaslarına göre istihdam edilir. (2) Birinci fıkra kapsamında bulunanlardan binbaşı ve üstü rütbelerde olanlar ile emniyet hizmetleri sınıfında bulunan her sınıftaki emniyet müdürlerinin atamaları araştırma merkezlerindeki araştırmacı unvanlı kadrolara, diğerlerinin atamaları ise Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine ilgisine göre İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından tespit edilen araştırma merkezlerindeki diğer kadrolara, kararların bildirimini takip eden otuz gün içinde ilgili bakan onayıyla yapılır. Bunlara ilişkin kadrolar başka bir işleme gerek kalmaksızın ilgili mevzuatı uyarınca atama onayının alındığı tarih itibarıyla ihdas, tahsis ve vize edilmiş sayılır. Söz konusu kadrolar herhangi bir sebeple boşalmaları hâlinde iptal edilmiş sayılır." hükümleri yer almaktadır.
Anayasa Mahkemesi'nin 12/01/2023 tarih ve 32071 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 30/06/2022 tarih ve E:2018/137, K:2022/86 sayılı kararı ile, 7145 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle 7075 sayılı Kanun’a eklenen ve yukarıda hükmüne yer verilen 10/A maddesinin (1) numaralı fıkrası ile (2) numaralı fıkranın birinci cümlesinin, "kişilerin meslek hayatları, kişisel gelişimleri ve üçüncü kişilerle olan ilişkileri üzerinde ciddi etki doğurabilecek olan kuralların Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkıyla yakından ilgili olduğu ve bu hakka sınırlama getirdiği, kurallarda kamu görevine iade edilen kişilerin yeniden atanmalarında ilgili bakanın hangi ölçütlere göre değerlendirme yapacağına ilişkin bir belirlilik bulunmadığı, dolayısıyla ilgili bakana tanınan yetkinin kapsam ve sınırlarının açık, net ve anlaşılır olmaması nedeniyle göreve iade edilen personelin eski kadro, rütbe veya unvanına göre atanıp atanmayacağı hususunda idareye geniş bir takdir yetkisi verildiği, bu yönüyle kurallar kapsam ve sınırları itibarıyla idarenin keyfî uygulamalarını önleyecek niteliği haiz olmadığı, dolayısıyla kurallar kapsamında göreve iade edilen kişilerin önceki mesleki unvan, kadro ve rütbelerinin ortadan kaldırılarak tamamen farklı bir statüde görevlendirilmeleri için ilgili bakana bu denli geniş yetki tanınmasının kamu düzeninin sağlanması ve kamu yararı amacını gerçekleştirmek bakımından zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık geldiği söylenemeyeceği, bunun yanında ilgili bakan kararına karşı idari yargıda açılacak iptal davasında bakanın yapacağı değerlendirmeyle ilgili herhangi bir ölçütün tespit edilmemesi, etkin bir yargısal denetimin yapılması imkânını da ortadan kaldırdığı, Komisyon’un iade kararı ve OHAL kapsamında kurumlarca kamu görevinden çıkarılan kişilerin açtığı davalarda verilen iptal kararlarıyla tedbirin sebep unsurunun gerçekleşmediği ve işlemin hukuka aykırı olduğu tespit edildiği, ancak iade kararıyla hukuka aykırı olarak uygulanan kamu görevinden çıkarma tedbirinin tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılması başka bir ifadeyle tedbir hiç uygulanmamış gibi kişilerin önceki kazanımlarının dikkate alınması gerektiği hâlde bu kişilerin idari teşkilat içindeki mevcut kadrolarının, unvanlarının, rütbelerinin kısacası bu kapsamdaki kazanılmış haklarının gözardı edilerek farklı bir statüde atanmalarına imkân tanındığı, terör örgütlerine veya devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı veya bunlarla irtibatları bulunmadığı tespit edilerek görevlerine iade edilen personelin farklı bir statüde atanmalarını imkân tanıyan kurallar nedeniyle öngörülen sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve ölçülü olduğu ileri sürülemeyeceği" gerekçeleri ile iptaline karar verildiği, anılan fıkraların iptali nedeniyle uygulanma imkânı kalmayan anılan maddenin kalan kısmının 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptaline karar verildiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Albay rütbesi ile görev yapmakta iken 701 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılan ve mahkeme kararı uyarınca görevine iade edilen davacının, ... Komutanlığı Araştırma Merkezine araştırmacı olarak atanmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığı'nın 30.08.2022 tarihli işleminin tesis edilmesi üzerine, anılan işlemin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemin dayanağını oluşturan yasa kuralı Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden, Anayasa Mahkemesi kararının geriye yürümesi ve söz konusu karardan önce yürürlükte olan Anayasa'ya aykırı kurala göre tesis edilen işlemlere karşı açılan ve halen görülmekte olan davaların Anayasa Mahkemesi kararından ne şekilde etkileneceği hususunun öncelikle açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Anayasa Mahkemesinin Kararları" başlıklı 153. maddesinde; "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Anayasa Mahkemesi bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez. Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez. İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar. İptal kararları geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar." normları,
"Anayasaya Aykırılığın Diğer Mahkemelerde İleri Sürülmesi" başlıklı 152. maddesinde ise; "Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır. Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz." normları bulunmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır hükmünün getiriliş amacı Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararlarının, itiraz yoluna başvurulmasını isteyen kişi ya da kişiler tarafından açılan davaların yanı sıra, iptal edilen hüküm ya da hükümler esas alınarak hakkında uygulama yapılmış olan kişiler tarafından açılan ve görülmekte olan davalarda da dikkate alınmasını gerektirmektedir.
Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanun ya da kanun hükmünde kararnamenin uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin açmış olduğu davalarda da; hak veya menfaat ihlaline neden olan kuralın iptal davası veya itiraz yoluyla daha önce yapılan başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması halinde, iptal hükmünün uyuşmazlık yönünden değerlendirilmesi gerekeceği açıktır.
Bu durumda, davacının Araştırma Merkezi emrine atanmasına ilişkin dava konusu işlemin dayanağını oluşturan mevzuat hükmünün, Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan kararıyla iptal edildiği ve bu kararın da 12/01/2023 tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşıldığından, iptal edilen mevzuat hükmüne dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu mahkememiz kararıyla hüküm altına alındığından, işlem sebebiyle yoksun kalınan parasal hakların da dava tarihinden (09.09.2022) itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusu işlemin İPTALİNE,
2-Davanın, dava konusu işlem sebebiyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebi yönünden KABULÜ İLE; anılan parasal hakların dava tarihinden (09.09.2022) itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ÖDENMESİNE,
3-Aşağıda dökümü yapılan 435,90-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4-Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.500,00-TL vekâlet ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine,
5- Artan posta ücreti avansının talep edilmemesi hâlinde kararın kesinleşmesinden sonra re'sen davacıya iadesine,
6-Kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Adana Bölge İdare Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere, 02/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
ANKARA
14. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/...
KARAR NO : 2023/...
DAVACI : ...
VEKİLİ : Av. Feyzullah ALTAŞ -UETS[16914-19179-89537]
DAVALI : Milli Savunma Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN ÖZETİ : ... Komutanlığına bağlı sağlık astsubayı olarak görev yapmakta iken, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 35.madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına karar verilen davacı tarafından, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle Samsun 2.İdare Mahkemesi'nin 2021/... esasına kayden açılan davada 28/12/2021 tarih ve K:2021/... sayılı karar ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine, Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı İkmal Komutanlığı 11'inci Ana İkmal Merkezi Araştırma Merkezi (Ankara) emrine memur olarak atanmasına ilişkin 06.04.2022 onay tarihli işlemin; iade kararı verilenlerin eski kadro ve pozisyonlarına atanmasının esas olduğu, işlemin gerekçesinin bulunmadığı, sağlık branşında çalışmakta iken memur olarak atanmasının kamu yararına aykırı olduğu, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali ile yoksun kalınan parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından başvuruları kabul edilerek kamu hizmetine dönmeleri uygun görülenler hakkında değerlendirme yapılması konusunda 7075 sayılı Kanunu 10/A maddesi kapsamında Bakanlık Makamına atama yetkisinin tanındığı, kanun gereği tazminat talebinde bulunulamayacağı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu beliritlerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 14. İdare Mahkemesince dava dosyası incelenerek işin esası hakkında gereği görüşüldü:
Dava; ... Komutanlığına bağlı sağlık astsubayı olarak görev yapmakta iken, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 35.madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına karar verilen davacı tarafından, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle Samsun 2.İdare Mahkemesi'nin 2021/... esasına kayden açılan davada 28/12/2021 tarih ve K:2021/... sayılı karar ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine, Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı İkmal Komutanlığı 11'inci Ana İkmal Merkezi Araştırma Merkezi (Ankara) emrine memur olarak atanmasına ilişkin 06.04.2022 onay tarihli işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
01/02/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 10'uncu maddesinin 25/07/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun’un 22'nci maddesiyle değiştirilen “Kararların uygulanması" başlıklı (1) numaralı fıkrasında; "Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarılan ya da ilişiği kesilenlere ilişkin başvurunun kabulü hâlinde karar, kadro veya pozisyonunun bulunduğu kuruma, yükseköğretim kurumlarında kamu görevinden çıkarılan öğretim elemanları için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirilir. Kamu görevine iade edilmesine karar verilenlerin eski kadro veya pozisyonuna atanması esastır. Ancak müdür yardımcısı veya daha üstü ile bunlara eşdeğer yöneticilik görevinde bulunmakta iken kamu görevinden çıkarılmış olanların atamalarında, söz konusu yöneticilik görevlerinden önce bulundukları kadro ve pozisyon unvanları dikkate alınır. (...)" hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen 7075 sayılı Kanun'un 10. maddesinin (1) numaralı fıkrasının 3. cümlesi (koyu olarak belirtilen kısım) Anayasa Mahkemesi'nin 24/03/2020 tarihli ve 31078 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 24/12/2019 tarihli ve E:2018/159, K:2019/93 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Aynı Yasanın "Türk Silahlı Kuvvetleri ile genel kolluk kuvvetleri personeli ve Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer memurlarına ilişkin kararların uygulanması" başlıklı 10/A maddesinde; "(1) Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilmesi sebebiyle kamu görevinden, meslekten veya görevden çıkarılan ya da ilişiği kesilen subay, astsubay, uzman jandarmalar ile Emniyet Genel Müdürlüğünde emniyet hizmetleri sınıfına tabi olanlar ve Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer memurlarından; haklarında mahkemeler tarafından göreve iade mahiyetinde karar verilenler ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından başvurunun kabulü kararı verilenlerden, eski kadro, rütbe veya unvanına atanması ilgili bakan onayı ile uygun görülmeyenler ilgisine göre Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı bünyelerinde kurulan araştırma merkezlerinde bu madde esaslarına göre istihdam edilir. (2) Birinci fıkra kapsamında bulunanlardan binbaşı ve üstü rütbelerde olanlar ile emniyet hizmetleri sınıfında bulunan her sınıftaki emniyet müdürlerinin atamaları araştırma merkezlerindeki araştırmacı unvanlı kadrolara, diğerlerinin atamaları ise Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine ilgisine göre İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından tespit edilen araştırma merkezlerindeki diğer kadrolara, kararların bildirimini takip eden otuz gün içinde ilgili bakan onayıyla yapılır. Bunlara ilişkin kadrolar başka bir işleme gerek kalmaksızın ilgili mevzuatı uyarınca atama onayının alındığı tarih itibarıyla ihdas, tahsis ve vize edilmiş sayılır. Söz konusu kadrolar herhangi bir sebeple boşalmaları hâlinde iptal edilmiş sayılır.
...
(6) Bu madde kapsamına giren personel, önceki statülerinden kaynaklanan rütbe, unvan, kimlik ve sosyal haklarını kullanamaz, ..." hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda hükümlerine yer verilen 7075 sayılı Kanun'un 10/A maddesinin, Anayasa Mahkemesi'nin 12.01.2023 tarihli ve 32071 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 30.06.2022 tarihli ve E:2018/137, K:2022/86 sayılı kararı ile "...
465. Kurallar OHAL döneminde ilgili kurumlar tarafından verilen kamu görevinden çıkarma kararlarının mahkemelerce iptalleri üzerine görevine iade edilenler ile yine bu dönemde doğrudan kamu görevinden çıkarılarak Komisyonca veya Komisyonun ret kararına karşı açılan dava sonucu mahkemelerce verilen iptal kararları ile kamu görevine iade edilen kişileri kapsamaktadır.
466. Kamu görevine iade edilen TSK ile genel kolluk kuvveti personeli ve Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer memurları hakkında Millî Savunma, Dışişleri ve İçişleri Bakanı tarafından eski kadro, rütbe veya unvanına atanması uygun görülmeyenlerden binbaşı ve üstü rütbelerde olanlar ile emniyet hizmetleri sınıfında bulunan her sınıftaki emniyet müdürleri kurallar uyarınca araştırmacı unvanlı olarak istihdam edilecekler, diğer personel ise söz konusu bakanlıklar tarafından tespit edilen araştırma merkezlerindeki diğer kadrolarda görevlendirileceklerdir. 467. Dolayısıyla kurallar kapsamında göreve iade edilen kişilerin önceki mesleki unvan, kadro ve rütbelerinin ortadan kaldırılarak tamamen farklı bir statüde ve yalnızca ilgili bakanlıklar tarafından kendileri için ihdas edilen yeni bir birimde görevlendirilecekleri anlaşılmaktadır. 468. Kamu görevine iade edilen söz konusu personelin önceki kadro, rütbe ve unvanına göre atanmasını engelleyen kurallar kişilerin meslek hayatlarını, kişisel gelişimlerini, üçüncü kişilerle olan ilişkilerini ve itibarlarını olumsuz şekilde etkileyebilir. Nitekim kişinin çalıştığı kadro rütbe veya unvana bağlı olarak elde ettiği statüden kaynaklanan kazanımın sosyal ve iş yaşamına önemli değerler kattığı açıktır.
...
473. Komisyon’un iade kararı ve OHAL kapsamında kurumlarca kamu görevinden çıkarılan kişilerin açtığı davalarda verilen iptal kararlarıyla tedbirin sebep unsurunun gerçekleşmediği ve işlemin hukuka aykırı olduğu tespit edilmektedir.
474. Kurallar, mahkemelerce veya Komisyonca kişiler hakkında terör örgütlerine veya millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla iltisakı yahut bunlarla irtibatı olmadığı ya da tespit edilmediği gerekçesiyle göreve iade kararı verilmesine rağmen söz konusu tedbirin sebep unsurunun ortadan kalkmadığı izlenimini doğuracak şekilde bu kişilerin eski kadro, rütbe veya unvanına uygun olarak atanmalarını engellemektedir. Kuşkusuz kanun koyucunun anayasal ilkeleri gözeterek kamu görevlilerinin çalışma koşullarını belirlemede takdir yetkisi bulunmaktadır. Bu açıdan kurallar kapsamında kamu görevine iade edilen kişilerin de mevcut statülerinin korunması suretiyle idari teşkilatta farklı birimlerde istihdam edilmeleri söz konusu olabilir. Ancak iade kararıyla hukuka aykırı olarak uygulanan kamu görevinden çıkarma tedbirinin tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılması başka bir ifadeyle tedbir hiç uygulanmamış gibi kişilerin önceki kazanımlarının dikkate alınması gerektiği hâlde bu kişilerin idari teşkilat içindeki mevcut kadrolarının, unvanlarının, rütbelerinin kısacası bu kapsamdaki kazanılmış haklarının gözardı edilerek farklı bir statüde atanmalarına imkân tanınmaktadır.
...
483. Maddenin (1) numaralı fıkrası ile (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin iptalleri nedeniyle maddenin kalan kısmının uygulanma imkânı kalmamıştır." gerekçesi ile iptaline karar verilmiştir.
Ayrıca; dava konusu işlemin dayanağı olan, 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un (1.) fıkrasının, üçüncü cümlesi (Ancak müdür yardımcısı veya daha üstü ile bunlara eşdeğer yöneticilik görevinde bulunmakta iken kamu görevinden çıkarılmış olanların atamalarında, söz konusu yöneticilik görevlerinden önce bulundukları kadro ve pozisyon unvanları dikkate alınır.) hükmünün iptali istemiyle açılan davada Anayasa Mahkemesinin 24/12/2019 gün ve E:2018/159, K:2019/93 sayılı kararı ile; "kamu görevlileri ile idare arasındaki ilişkinin, yasama organı tarafından hizmetin gereklerine göre kanunla düzenlendiği, kamu görevlisinin, belirli bir statüde, kanunla çerçevesi belirlenmiş kurallara göre hizmet yürüttüğü, o statünün sağladığı aylık, ücret, atanma, yükselme, nakil gibi haklara sahip olduğu, kanun koyucunun, bir kamu hizmetinde, görevin gerektirdiği nitelikleri ve koşulları belirlemeyi ya da belirlenmiş olanları değiştirmeyi, anayasal ilkeler içinde kalmak kaydıyla görevin ve ülkenin gereklerine göre serbestçe takdir edebileceği, idarenin de takdir yetkisi kapsamında yönetici kadro ve pozisyonlarına atayabileceği kamu görevlilerini yine aynı yetki kapsamında bu görevlerden alabileceği, bu durumda bulunan kişiler yönünden kural olarak bulundukları statülerden doğan, tahakkuk etmiş ve kendileri yönünden kesinleşmiş ve kişisel alacak niteliğine dönüşmüş haklardan yahut bu durumunun devam edeceği yönündeki haklı beklentiden söz edilemeyeceği, kamu personeli olarak görev yapan kişilerin hukuki ve fiilî zorunluluk bulunmadıkça kanunla görevlerine son verilmemesinin ise, hukuki güvenlik ilkesinin bir gereği olduğu, (iptali talep edilen) kuralda kamu kurum ve kuruluşlarında müdür yardımcısı veya daha üstü ile bunlara eşdeğer yöneticilik görevinde iken kamu görevinden çıkarılmış olan kişilerin Komisyon kararı sonrasındaki atamalarında, yöneticilik görevlerinden önce bulundukları kadro ve pozisyon unvanlarının dikkate alınması öngörüldüğü, Komisyona yapılan başvurunun kabul edilmesi üzerine kamu görevine dönen kamu görevlileri, kural uyarınca önceki yönetici pozisyonlarına atanamayacağı, OHAL KHK’ları ile kamu görevinden çıkarılanların çıkarılma sebebi, bu kişilerin terör örgütlerine veya sözü edilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatının bulunması olduğu, Komisyonun, kamu görevinden çıkarılanlar tarafından yapılan başvuruları sebep unsuru yönünden değerlendireceği ve kamu görevinden çıkarma koşullarının oluşmadığı durumlarda başvurunun kabulüne karar vereceği, bu durumda Komisyona yapılan başvuruların kabulü, kamu görevinden çıkarılanların terör örgütlerine veya sözü edilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı bulunmadığı anlamına geldiği, ancak kural uyarınca yöneticilik görevinde bulunmakta iken kamu görevinden çıkarılmış olanların Komisyon kararına rağmen yöneticilik görevlerine atanamayacağı, Komisyon kararıyla kamu görevinden çıkarma işleminin sebep unsuru tamamen ortadan kalktığı hâlde yönetici pozisyonunda iken kamu görevinden çıkarılan ve Komisyon kararı sonrasında yeniden kamu görevine dönen kişilerin atanmasında yöneticilik görevlerinden önce bulundukları kadro ve pozisyon unvanlarının dikkate alınmasını öngören kuralın, bu kişilerin üyelik, mensubiyet, aidiyet, iltisak veya irtibatlarına dair şüphelerin tam olarak ortadan kalkmadığı izlenimini oluşturduğu, bu durumun, kişilerin meslek hayatlarında kişisel gelişimlerinin, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinin ve itibarlarının olumsuz şekilde etkilenmesine sebebiyet verebileceği, Kanun’da, bu izlenimin oluşmasını engelleyecek bir güvenceye yer verilmediği gibi bu kişilerin kamu görevinden çıkarılmadan önceki pozisyonlarına atanmamasına neden olacak hukuki ve fiilî bir zorunluluğun da gösterilmediği, kuralda, yönetici pozisyonunda görev yapmakta iken kamu görevinden çıkarılan kişilerin, idari gerekler de gözetilmeden kategorik olarak yeniden yönetici pozisyonuna atanamayacağının belirtildiği, kuralın, bu hâliyle idareye kamu hizmetlerinin gerekleri ve etkinliği kapsamında bir değerlendirme yapma imkânı da tanımadığı, bu çerçevede kuralda terör örgütlerine veya devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna Millî Güvenlik Kurulunca karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı bulunmadığı kabul edilen bu kişilerin yöneticilik görevlerine atanmamasına neden olabilecek fiili veya hukuki bir zorunluluk belirtilmeden, kişilerin anılan görevlere atanması yönünde idareye bir takdir yetkisi tanınmadan ve emredici bir hükümle anılan kişilerin zorunlu olarak yöneticilik görevlerinden önceki görevlere atanacağının öngörülmesinin kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi amacını gerçekleştirmek bakımından zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği, anılan kişilerden yönetici olarak istifade edilmesinin kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi amacını gerçekleştirmek bakımından daha yararlı görülmesi durumunda bile kural uyarınca kategorik olarak bu kişilerin yöneticilik pozisyonunda değerlendirilmesinin mümkün olmayacağı, bu anlamda kuralın anılan amaca ulaşılması bakımından elverişli bir araç öngörmediğinin de açık olduğu, bu yönleriyle kuralla özel hayata saygı gösterilmesi hakkına getirilen sınırlama demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı gibi ölçülülük ilkesini de ihlal ettiği..." gerekçesiyle söz konusu kural iptal edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; ...Komutanlığına bağlı sağlık astsubayı olarak görev yapmakta iken, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 35.madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına karar verilen davacı tarafından, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle Samsun 2.İdare Mahkemesi'nin 2021/... esasına kayden açılan davada 28/12/2021 tarih ve K:2021/... sayılı karar ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine, Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı İkmal Komutanlığı 11'inci Ana İkmal Merkezi Araştırma Merkezi (Ankara) emrine memur olarak atanması üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın 153'üncü maddesinin son fıkrasında, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı açıkça hükme bağlanmıştır.
Uyuşmazlıkta; davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 35.madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmesi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle Samsun 2.İdare Mahkemesi'nin 2021/... esasına kayden açılan davada 28/12/2021 tarih ve K:2021/... sayılı karar ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı İkmal Komutanlığı 11'inci Ana İkmal Merkezi Araştırma Merkezi (Ankara) emrine memur olarak atanmasına ilişkin işlemin dayanağı olan 7075 sayılı Kanun'un 10/A maddesinin, Anayasa Mahkemesi'nin 12.01.2023 tarihli ve 32071 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 30.06.2022 tarihli ve E:2018/137, K:2022/86 sayılı kararı ile iptal edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi iptal kararları ve davacının Olağanüstü Hal İnceleme Komisyonunca yapılan araştırma sonucunda Milli Güvenlik Kurulunca Devletin Milli Güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatını ortaya koyan herhangi bir bilgi ve belge elde edilemediğinin tespit edildiği dikkate alındığında, kamu görevine iade edilmesine karar verilen davacının eski kadro veya pozisyonuna atanması gerektiği, davacının isteği ve rızası olmaksızın veri hazırlama ve kontrol işletmeni kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemin dayanağı olan Kanun hükmünün, Anayasa Mahkemesinin 30.06.2022 tarihli ve E:2018/137, K:2022/86 sayılı kararı ile iptal edildiği de görülmekle, bir başka ifadeyle tesis edilen dava konusu işlemin dayanaksız kaldığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkeme kararıyla hukuka aykırı olduğu tespit edilen işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların ödenmesi, özlük hakların iadesi istemi yönünden yapılan incelemede;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 35'inci maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmüne, 125'inci maddesinde; "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." hükmüne yer verilmiştir.
Kamu görevinden çıkarmaya bağlı olarak kişilerin mali haklardan yoksun bırakılmalarının hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesiyle birlikte mülkiyet hakkına yönelik müdahalede mağduriyetin ne ölçüde giderildiğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Hukuk devletinde idare, hukuka aykırı olarak tesis ettiği işlemlerin sebep olduğu ihlalleri giderme yükümlülüğü altındadır. İdare, eski hâle getirme (restitutio in integrum) ilkesi gereğince kişiyi, hukuka aykırı işlem tesis edilmemiş olsaydı kişi hangi durumda olacaksa ona mümkün olduğunca en yakın konuma getirmekle yükümlüdür. Mülkiyet hakkına yönelik oluşan mağduriyetin tam olarak giderildiğinden söz edilebilmesi için hukuka aykırı işlem tesis edilmemiş olsaydı kamu görevinden çıkarılan kişilerin görevden uzaklaştırıldıkları döneme ait mali hakların tazmin edilmesiyle mümkün olabilecektir (Anayasa Mahkemesi, Narin Nihal Parlak, B. No: 2019/16487, 3/3/2022, § 39).
Yukarıda ilgili kısımlarına yer verilen Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesinin komisyon/mahkeme kararı üzerine göreve iadesine karar verilen ancak eski kadro, rütbe veya unvanına atanması uygun görülmeyerek tamamen farklı bir statüde ve yalnızca ilgili bakanlıklar tarafından kendileri için ihdas edilen yeni bir birimde görevlendirilenlere geçmişe dönük parasal hak ödemeleri ve özlük hakların iadesi hususlarında yol gösterici niteliktedir.
Bu kapsamda olmak üzere idarece, komisyon kararı ile göreve iadesine karar verilmesine karşı eski kadro, rütbe veya unvanına atanması uygun görülmeyerek tamamen farklı bir statüde ve yalnızca ilgili bakanlıklar tarafından kendileri için ihdas edilen yeni bir birimde görevlendirilenlere 7075 sayılı Kanun'un 10/A maddesinin 5'inci fıkrası hükmü uyarınca toplu ödeme yapılmış ise; eski kadro, rütbe veya unvanına atanmış olsaydı ne kadar ödeme yapılması gerektiği hesaplanarak, mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde ödenmesi gereken miktar ile yapılmış toplu ödeme miktarı arasındaki farkın ödenmesi, ayrıca farklı bir statüde ve yalnızca ilgili bakanlıklar tarafından kendileri için ihdas edilen yeni bir birimde görevlendirilenler için ise; eski kadro, rütbe veya unvanına atanmış olsa idi fiilen görev yaptığı kadro ve ünvan için yapılan ödemeler mahsup edilmek suretiyle aradaki farkın tahakkuk tarihlerinden itibaren her ay ayrı işletilecek yasal faiziyle birlikte olmak üzere ve hak ediş tarihlerinden itibaren ödeme tarihine kadar hesaplanacak yasal faizi de hesaplanmak suretiyle davacıya ödenmesi ve özlük haklarının iadesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının hak ediş tarihlerinden, ödeme tarihine kadar her ay itibariyle tahakkuk etmeleri gereken tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, özlük haklarının iadesine, aşağıda dökümü yapılan 407,90-TL yargılama gideri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.500,00-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin talep edilmemesi halinde kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren otuz(30) gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere, 31/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
ANKARA
12. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/
KARAR NO : 2022/
DAVACI :
VEKİLİ : AV. FEYZULLAH ALTAŞ - UETS[16914-19179-89537]
DAVALI : MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI
VEKİLİ :
DAVANIN ÖZETİ : Davacı vekili tarafından, .... .... Piyade Eğitim Tugay .... Piyade Eğitim Alay Komutanlığı emrinde astsubay olarak görev yapmakta iken 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 35/B maddesi uyarınca 07.04.2021 tarihinde kamu görevinden çıkarılan ve daha sonra yargı kararı doğrultusunda görevine iade edilen davacının, Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı Araştırma Merkezi'ne Memur (Genel Hizmetler İdare Sınıfı - Memur) olarak atanmasına ilişkin 10.08.2021 tarihli işlemin iptali ile söz konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Davalı idare vekili tarafından, dava konusu işlemin 7075 sayılı Kanun'un 10/A maddesi uyarınca tesis edildiği, mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 12. İdare Mahkemesi'nce, dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un "Kararların uygulanması" başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasında; "Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarılan ya da ilişiği kesilenlere ilişkin başvurunun kabulü hâlinde karar, kadro veya pozisyonunun bulunduğu kuruma, yükseköğretim kurumlarında kamu görevinden çıkarılan öğretim elemanları için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirilir. Kamu görevine iade edilmesine karar verilenlerin eski kadro veya pozisyonuna atanması esastır. (İptal üçüncü cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 24/12/2019 tarihli ve E.: 2018/159, K.: 2019/93 sayılı Kararı ile.) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirilenlerin atama teklifleri; Ankara, İstanbul, İzmir illeri dışında ve 2006 yılından sonra kurulan yükseköğretim kurumlarına öncelik verilmek kaydıyla, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından kamu görevinden çıkarıldığı yükseköğretim kurumu haricinde tespit edilecek yükseköğretim kurumlarından birine önceki kadro unvanlarına uygun olarak on beş gün içinde yapılır. Kurumlar, bildirim veya atama teklif tarihini takip eden otuz gün içerisinde atama işlemlerini tamamlar. Bu kapsamda yer alan personele ilişkin kadro ve pozisyonlar, ilgililere ilişkin atama onaylarının alındığı tarih itibarıyla diğer kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka bir işleme gerek kalmaksızın ilgili mevzuatı uyarınca ihdas, tahsis ve vize edilmiş sayılır. Söz konusu kadro ve pozisyonlar, herhangi bir şekilde boşalmaları hâlinde başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Atama emri, ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgililere tebliğ edilir. Tebliğ tarihini takip eden on gün içerisinde göreve başlamayanların bu maddeden doğan atanma hakkı ile mali hakları düşer. Kamu kurum ve kuruluşları atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu, işlemlerin tamamlanmasını takip eden on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirirler. İlgililerin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kanun hükmünde kararname hükümleri, bu fıkrada belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarılma tarihlerini takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz." hükmüne, "Türk Silahlı Kuvvetleri ile genel kolluk kuvvetleri personeli ve Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer memurlarına ilişkin kararların uygulanması" başlıklı 10/A maddesinde; "(1) Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilmesi sebebiyle kamu görevinden, meslekten veya görevden çıkarılan ya da ilişiği kesilen subay, astsubay, uzman jandarmalar ile Emniyet Genel Müdürlüğünde emniyet hizmetleri sınıfına tabi olanlar ve Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer memurlarından; haklarında mahkemeler tarafından göreve iade mahiyetinde karar verilenler ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından başvurunun kabulü kararı verilenlerden, eski kadro, rütbe veya unvanına atanması ilgili bakan onayı ile uygun görülmeyenler ilgisine göre Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı bünyelerinde kurulan araştırma merkezlerinde bu madde esaslarına göre istihdam edilir. (2) Birinci fıkra kapsamında bulunanlardan binbaşı ve üstü rütbelerde olanlar ile emniyet hizmetleri sınıfında bulunan her sınıftaki emniyet müdürlerinin atamaları araştırma merkezlerindeki araştırmacı unvanlı kadrolara, diğerlerinin atamaları ise Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine ilgisine göre İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından tespit edilen araştırma merkezlerindeki diğer kadrolara, kararların bildirimini takip eden otuz gün içinde ilgili bakan onayıyla yapılır. Bunlara ilişkin kadrolar başka bir işleme gerek kalmaksızın ilgili mevzuatı uyarınca atama onayının alındığı tarih itibarıyla ihdas, tahsis ve vize edilmiş sayılır. Söz konusu kadrolar herhangi bir sebeple boşalmaları hâlinde iptal edilmiş sayılır. (3) Atama emri, ilgili bakanlık tarafından 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre ilgililere tebliğ edilir. Tebliğ tarihini takip eden on gün içerisinde göreve başlamayanların atanma hakkı düşer. İlgili bakanlık atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu, işlemlerin tamamlanmasını takip eden on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirir. (4) Bu madde kapsamında araştırma merkezlerinde göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihi takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları eski kurumları tarafından ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Mahkeme kararları saklı kalmak üzere, ilgililerin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kanun hükmünde kararname hükümleri, bu madde kapsamında yer alanlar bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış sayılır. (5) Bu madde uyarınca atananlara, eski kadro, rütbe veya unvanlarına ilişkin atama onayının tebliği tarihi itibarıyla almaya hak kazandıkları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar, makam, görev ve temsil tazminatları, ek ödeme ile diğer mali hakları (ilgili mevzuatı uyarınca fiilî çalışmaya bağlı yapılan ödemeler, tayın bedeli, fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplamının net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır), atandıkları yeni kadroları için öngörülen aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar, makam, görev ve temsil tazminatları, ek ödeme ile diğer mali hakları (ilgili mevzuatı uyarınca fiilî çalışmaya bağlı yapılan ödemeler, tayın bedeli, fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplamının net tutarından fazla olması hâlinde aradaki fark tutarı, farklılık giderilinceye kadar herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir. (6) Bu madde kapsamına giren personel, önceki statülerinden kaynaklanan rütbe, unvan, kimlik ve sosyal haklarını kullanamaz, emniyet hizmetleri sınıfındakiler ile Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer memurları hariç olmak üzere muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılır ve bunların 21/4/2004 tarihli ve 5143 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İlk Nasıp İstihkakına İlişkin Kanun kapsamında verilen silahları irat kaydedilir. Talepte bulunanların Ordu Yardımlaşma Kurumu üyelikleri devam eder. (7) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Komisyon tarafından başvurunun kabulü kararı verilenler hakkında da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde bu maddedeki usul ve esaslar çerçevesinde yeniden işlem tesis edilebilir. (8) Araştırma merkezlerinin görev, yetki ve sorumlulukları, kurulacağı iller, çalışma usul ve esasları ve diğer hususlar ilgili bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir. Bakan onayı ile Ankara dışında araştırma merkezlerine bağlı çalışma grupları oluşturulabilir. (9) Bu madde kapsamında araştırma merkezlerine atananlar hakkında 10 uncu ve geçici 3 üncü madde hükümleri uygulanmaz. (10) Bu madde hükümlerine göre araştırma merkezlerine atanan personelden ilgili mevzuat uyarınca diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki kadro veya pozisyonlara atananlara, beşinci fıkraya göre ödenen fark tazminatının aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenmesine devam olunur. (11) Bu madde kapsamındaki personelin mali ve sosyal haklarına ilişkin konularda ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye, uygulamayı yönlendirmeye ve gerekli düzenlemeleri yapmaya Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir. (12) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ilgili bakanlıkça belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi" başlıklı 76. maddesinde; "Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. Maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.
Memurlar istekleri ile, kurumlarında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler." kuralına yer verilmiş, aynı Kanun'un "Memurların bir kurumdan diğerine nakilleri" başlıklı 74. maddesinde; "Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır hükmü yer almıştır.
Görüldüğü üzere 657 sayılı Kanunla, bir memurun gerek kendi kurumu içinde gerekse bir başka kuruma isteği ve rızası olmadıkça kazanılmış hak aylık derecesinin altındaki bir kadroya atanması mümkün değildir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, Olağanüstü Hal İnceleme Komisyonu'nca kamu görevine iade edilmesi uygun görülen personelin, eski görev yerine döndürülüp döndürülmeyeceği, diğer bir anlatımla personelin eski kadro, rütbe veya unvanına atanması konusunda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu şüphesiz ise de, takdir yetkisinin kullanımı sınırsız olmayıp, bu yetkinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanılması gerektiği de açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, .. Piyade Eğitim Tugay ... Piyade Eğitim Alay Komutanlığı emrinde astsubay olarak görev yapmakta iken 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 35/B maddesi uyarınca Milli Savunma Bakanlığı'nın 07/04/2021 tarih ve ... karar sayılı işlemi ile kamu görevinden çıkarıldığı, davacı tarafından bu işleme karşı açılan davada, ... İdare Mahkemesi'nin 24.05.2022 tarih ve E:2021/..., K:2022/... sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, anılan karar doğrultusunda davacının kamu görevine iade edildiği, daha sonra Bakan Onayı ile Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı Araştırma Merkezi'ne Memur (Genel Hizmetler İdare Sınıfı - Memur) olarak atanmasının uygun görüldüğü, bunun üzerine söz konusu atama işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, ... İdare Mahkemesi'nin 24.05.2022 tarih ve E:2021/..., K:2022/... sayılı kararıyla ''Bu durumda; davacı hakkında yapılan adli yargılama neticesinde işleme dayanak gösterilen iddiaları da içine alacak şekilde beraatine karar verildiği, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacının her türlü şüpheden uzak bir şekilde örgütle iltisak ve irtibatının ortaya konulamadığı sonucuna varıldığından tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.'' gerekçesine yer verildiği görülmektedir.
Bakılan uyuşmazlıkta, her ne kadar davalı idarece davacının önceki görevine iade edilmesinin uygun görülmediği ve dava konusu işlemin takdir yetkisi çerçevesinde tesis edildiği görülmekte ise de davacının hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan davada beraatine karar verildiği, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığının belirtildiği ve eski kadro, rütbe ve unvanına atanmamasının uygun görülmemesine yönelik olarak somut herhangi bir bilgi, belge veya durum ortaya konulmadığı hususları dikkate alındığında, yargı kararıyla kamu görevine iade edilen davacının, Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı bünyesindeki araştırma merkezine memur olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Ayrıca, hukuka aykırılığı Mahkememiz kararıyla ortaya konulan dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük hakların da hakediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemin iptaline,dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük hakların hakediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan 217,90-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.500,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, posta ücreti avansından artan miktarın talep edilmemesi halinde kararın kesinleşmesinden sonra re'sen davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen tarihten itibaren 30 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere, 07/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Araştırma Merkezine Atama İptal Kararları
Comments