top of page

Aradığınız yazıyı bulamamanız veya hata alınması halinde arama kısmını kullanarak ulaşabilirsiniz.

Yazarın fotoğrafıAvukat Feyzullah Altaş

Ankesör Davalarında Sıkça Sorulan Sorular

Güncelleme tarihi: 26 Nis 2021

Bu yazı, gündemdeki ankesör soruşturmalarında kişilerin ve yakınlarının aklında olan pek çok soruya kısa kısa cevaplarla genel bir bilgilendirme olacaktır.

1- Ankesör soruşturması nedir?

Ankesör soruşturmaları, askeri personellerin sabit veya ankesörlü hatlardan örgütsel aramalar yapıldığı iddiasıyla başlatılan ceza soruşturmalarıdır. (Soruşturma ve kovuşturma ne olduğuna ilişkin yazıya bakabilirsiniz.)


Yine ankesörlü telefon ardışık arama kavramı için ilgili yazımıza bakabilirsiniz.


2- Sadece ankesörlü telefon araması iddiası ile soruşturma yapılabilir mi?

Evet şu an için sadece bu iddiaya dayanılarak soruşturma açılabilir. Ancak soruşturma açılması doğrudan bir ceza alınması anlamına gelmemektedir.


3- Yakınım ankesör iddiası ile alınıp götürüldü, şimdi ne olacak? Nasıl haber alacağız?

Kolluk kuvvetlerince gözaltına alınan kişiler ilgili emniyet birimine götürürler. Bu genellikle Terörle Mücadele Şubesidir. Burada gözaltında bulunduğu sürede yakınlarıyla görüşemez, ancak yalnız göz altına alınmış olması halinde bir yakınına derhal telefonla haber verilir. Yine gözaltı sürecinde acil bir durumda veya gözaltı süresinin uzaması hallerinde bir yakınına haber verilir.

Gözaltı sürecinde avukatlar istediği zaman şüphelilerle vekaletname aranmaksızın görüşebilirler. (Bu aşamada sadece gözaltı sürecinde görüşmesi, ifade alınması kapsamıyla da bir avukatla görüşebilirsiniz)


4- Gözaltı süreci ne kadar sürer? Bu sürede ne yapılır?

Gözaltı sürecinde yalnızca avukat eşliğinde ifadesi alınarak adliyeye sevk işlemi yapılır. İfade işlemi yaklaşık 2-3 saat sürse de, gözaltı süreci şu an 1-12 gün arası bir süre olabilmektedir. Bu sürede şüphelilerin ihtiyaçları bulundukları emniyette karşılanır. Kıyafet vb. ihtiyaçları için yine emniyetten bilgi alınabilir. İfade dışında başka bir işlem yapılmamaktadır. Şüphelinin hakları için bakınız.


5- Adliyeye sevk nedir? Adliyede ne işlemler yapılır?

Adliyeye sevk işlemi, emniyet işlemlerinin tamamlandığı ve dosyanın savcılığa intikal ettirildiği anlamına gelmektedir. Dosya ve şüpheli adliyeye getirilir ve savcılığın tutuklama, adli kontrol veya doğrudan serbest kalması talebine göre şekillenir. Tutuklama veya adli kontrol talebi olması halinde nöbetçi sulh ceza hakimliğine duruşma yapılarak bu konuda karar verilmesi için sevk edilir. Şüphelinin doğrudan serbest bırakılması halinde ise başka bir işleme gerek kalmaksızın serbest kalır.


6- Tutuklama/adli kontrol talebi ile sulh ceza hakimliğindeki duruşma ne anlama gelir?

Sulh ceza hakimliğinde tutuklama talebi olması halinde avukat bulunması da zorunlu olarak duruşma yapılır. Avukatı olmayanlara sadece duruşma için barodan zorunlu müdafi atanır. Bu duruşma sonucunda şüphelinin soruşturma sürecinde tutuklu kalıp kalmayacağı yönünden karar verilmesi için yapılır. Herhangi bir ceza veya beraat kararı verilmez. Tutuklama talebi reddedilerek adli kontrol kararı verilebilir. Yine adli kontrol talebi reddedilerek serbest kalmasına karar verilebilir.


7-Tutuklama kararı verilmesi ne anlama gelir ve şimdi ne olacak?

Tutuklama kararı verilmesi halinde bu karar yine bir yakınına derhal haber verilir. Şüpheli, soruşturma sürecinde cezaevinde tutuklular için ayrılan bölümde kalacaktır. Kararın verildiği tarihten itibaren her ay tutukluluk incelemesi yapılacak ve tutukluluğun devam edip etmeyeceği karara bağlanır. Yine tutukluluk kararına itiraz edilebilir, itiraz sonucunda adli kontrol veya doğrudan serbest bırakılabilir. Tutukluluk sadece yargılama sürecinde bir tedbirdir, hükümlü ile aynı değildir. (Tutuklu ve hükümlü farkları için bakınız.)


8- Tutukluluk ne kadar sürecektir?

Tutukluluk hali iddianame yazılarak davanın açılmasına ve devamına kadar sürebilir. Bu süre dosyanın hukuki durumuna göre değişebilmekte, kesin bir süresi yoktur. (Genel tutukluluk süreleri için ilgili makalemize bakınız.) Davanın açılmasına müteakip davanın açıldığı mahkeme yine tutukluluk haline ilişkin bir karar verecek ve ilk duruşma tarihi belirlenecektir.


9-İddianame düzenlenmesi ve dava açılması ne anlama gelmektedir?

İddianame, şüpheli hakkında cezalandırma istemiyle savcının mahkemeye sunduğu bir anlamda dava dilekçesidir. İddianamede yazan hususlar mahkeme kararı olmayıp, iddiadır. Bu iddialar mahkemece yargılama yapılarak değerlendirilir. Davanın açılması ile artık yargılama bu o mahkemede sürecek ve karara bağlanacaktır. Yine ankesör davalarına Ağır Ceza Mahkemeleri bakmaktadır.


10- İddianame ve duruşma günü tebliğ edildi ne yapmalıyım?

Bu tebligatta hangi gün ve saatte duruşma günü yapılacağı belirtilir. Tutuklulara da cezaevinde tebligat yapılmaktadır. Bu süreçte ilk duruşmaya kadar iddianameye karşı savunmaların hazırlanması gerekmektedir. Yine bu süreçte davanın takibi için bir bu konularla ilgilien bir avukatla görüşülebilir. Avukatınızla birlikte ilk duruşma hazırlığı ve savunma argümanları ortaya konulmasında fayda olacaktır. Zira, ilk duruşma savunmanın ayrıntılı yapıldığı en önemli duruşmalardandır.


11- Avukat tutmak zorunda mıyım?

Talep edilen ceza miktarı 5 yıldan fazla olması nedeniyle avukatınız olmasa da, mahkemece zorunlu olarak barodan rastgele sıra usulü bir avukat atanır. Ancak bu konuda bilgili bir avukatınız olması önemlidir. Zira bu davalar diğer davalardan biraz daha farklı niteliklere sahiptir. Bu nedenle yargılamanızın olumlu sonuçlanması için özel bir çaba gösterilmesinde fayda var.


12- İlk duruşmada ne gibi sonuçlar ortaya çıkar?

İlk duruşmada sanığın sorgusu yapılır, avukatına savunma imkanı tanınır, daha sonrasında savcılığın talepleri alınır ve dosyada eksiklikler varsa bunlara ilişkin ara karar verilerek ertelenebilir. Yine tutukluluk hali mevcutsa devam edip etmeyeceğine ilişkin karar verilir.


13- Görevden uzaklaştırma/açığa alma veya ihraç işlemleri nasıl olmaktadır?

Her askeri personelin bulunduğu duruma göre değişiklik göstermekle birlikte, bazı personeller için önce uzaklaştırma akabinde açığa alma işlemleri uygulanabilmektedir. Ancak, mahkeme süreci ile birlikte göreve geri iadeler ve davası devam etmesine rağmen görevde olan personeller mevcuttur. Bu anlamda davanın seyri ile görevin seyri de birlikte yürüyebilmektedir. İhraç işlemi yapılmışsa, bu işleme karşı da idare mahkemesinde dava açılması gerekmektedir.


14- Hakkımda hiç birşey yok sadece ankesör aramalarından ceza verilebilir mi?

Şu an için bazı mahkemeler başka bir iddia olmaksızın sadece bu delile dayanarak ceza verebilmektedir. Ancak bu kararların hukuka uygun olmadığı kanaatindeyiz. Ankesör aramalarının hukuki niteliği yazımızda bu konuyu inceleyebilirsiniz. Ceza verilmesi halinde süresinde istinaf veya temyiz yoluna başvurulması gerekmektedir.


15- Aramaların sayısı önemli midir?

Dosyanın konusu örgüt üyeliği olması nedeniyle herhangi bir arama sayısı doğrudan önemli değildir. Bu aramaların örgütsel bir arama olup olmadığına ilişkin incelemeler yapılmaktadır. Bu incelemelere göre tek arama şüpheli görülebileceği gibi, onlarca arama şüpheli görülmeyebilmektedir.


16- Mahkeme veya hakimlerin tutumu davanın sonucunu değiştirir mi?

Her yargılama birbirinden tamamen bağımsız ve farklı özellikler taşımaktadır. Bu anlamda mahkeme veya hakimin tutumu bu değişkenlere göre şekil alabilmektedir. Yüz yüzelik ilkesi gereği hakimler tüm sanıkları ayrı ayrı görerek değerlendirirler. Bu anlamda dosyadaki deliller ışığında bir kısım takdir hakları mevcutsa da, bu takdir hakları sınırsız değildir. Bu nedenle dosyadaki bilgi, belgeler ile savunmalar mahkemenin tutumundan daha önemlidir.


17- Ceza verilmesi ile hemen cezaevine mi girilir?

Hayır. Eğer tutukluluk hali mevcut değilse, ceza kararı kesinleşmeden cezaevine girilmez. Aynı zamanda tutuklu olmamak demek de hiç cezaevine girilmeyeceği anlamına gelmez. Beraat kararı alınması halinde hiç cezaevine girilmez ve eğer tutuklu kalınmışsa, devlete bu nedenle tazminat davası açılabilir. (Konu ile ilgili yazıya bakınız.)


18- Yargıtay'ın bu konuda kararları nasıldır?

Yargıtay'ın güncel durum itibariyle ardışık ve şifreli aramaları mahkumiyete yeter delil saymaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise ardışık veya periyodik aramayı aleyhe yeterli delil saymamaktadır. Bu anlamda Yargıtay kararları da her dosya özelinde değişmektedir.


Ankesör Soruşturmalarında Sıkça Sorulan Sorular


Siz de aklınıza gelen sorularınız için iletişime geçebilirsiniz.


Comments


bottom of page